Bu kitap benim anlayışımın üzerindedir.
- This book is above my understanding.
Tom'un kesinlikle bu konu ile ilgili daha iyi bir anlayışı var.
- Tom certainly has a better understanding of this matter than I do.
Tom Mary'yi Fransızca anlamakta zorlanmadığını söylüyor.
- Tom says that he has no trouble understanding Mary's French.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Tom ve Mary anlaşmaya vardı.
- Tom and Mary came to an understanding.
Bizim bir anlaşmamız var.
- We have an understanding.
I thought we had an understanding - you do the dishes, and I throw the trash.