an individual person

listen to the pronunciation of an individual person
الإنجليزية - التركية

تعريف an individual person في الإنجليزية التركية القاموس.

head
{i} baş

Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar. - Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.

O, baş ağrısından acı çekiyor. - He is suffering from a headache.

head
{i} konu başlığı
head
menba
head
başlık

Haber başlıklarını gördün mü? - Have you seen the headlines?

Herkes bu sabahki haber başlıklarından memnundu. - Everyone was delighted by this morning's headlines.

head
başkanlığını yapmak
head
buhar basıncı
head
{f} başı çek
head
genel başkan
head
{f} (bir şeyin) başkanlığını yapmak/başkanı olmak: Who heads this outfit? Buranın başkanı kim?
head
{f} olgunlaşmak
head
{f} -in
head
{i} pınar başı
head
{s} baştaki
head
bir

Bir elin nesi var, iki elin sesi var. - Two heads are better than one.

Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi. - Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.

head
{s} baş ile ilgili
head
{f} başında olmak
head
{i} şef, baş, başkan: the head of the math department matematik bölümü başkanı
head
{f} başı çekmek
head
{i} köpük
head
kafa,v.başı çek: n.baş
الإنجليزية - الإنجليزية
head

Admission is three dollars a head.

an individual person

    الواصلة

    an in·di·vi·du·al per·son

    التركية النطق

    ın îndıvîcıwıl pırsın

    النطق

    /ən ˌəndəˈvəʤəwəl ˈpərsən/ /ən ˌɪndəˈvɪʤəwəl ˈpɜrsən/
المفضلات