Onlar kentin hızlı büyümesine şaşırdılar.
- They were surprised at the city's rapid growth.
Çinli yetkililer ekonomik büyümenin dünya ekonomisinden dolayı üç yıl içinde en düşük seviyesine düştüğünü söylüyor.
- Chinese officials say economic growth has dropped to a three-year low because of the world economy.
Onlara nüfus artışını araştırmalarını emretti.
- He ordered them to survey population growth.
Hızlı nüfus artışını önlemeliyiz.
- We must prevent rapid population growth.