تعريف an establishment at one geographical location containing one or more work areas في الإنجليزية التركية القاموس.
- workplace
- iş yeri
O iş yerindeki atmosfer çok kapsayıcı değil.
-The atmosphere in that workplace is not very inclusive.
Robotlar iş yerinde harika, çünkü onların tuvalete ve yemek molalarına ihtiyacı yok, hastalanmazlar ya da işe bir içki mahmurluğu ile gelmezler.
-Robots are great in the workplace, because they don't need toilet or meal breaks, don't get sick or come to work with a hangover.
- workplace
- {i} işyeri
Tom işini seven mutlu bir adam ve işyeri hakkında iyi hissediyor.
-Tom is a happy guy who likes his job and feels good about his workplace.
Wienczysława, işyerindeki en güzel esmerdir.
-Wienczysława is the most beautiful brunette in the workplace.
- workplace
- {i} atölye
- workplace
- {i} dükkân
- workplace
- işyer
Aşk işyerinde her zaman olur.
-Love happens in the workplace all the time.
Sami ve Leyla'nın karşılaşmaları işyerleri ile sınırlıydı.
-Sami and Layla's encounters were limited to their workplace.
المصطلحات ذات الصلة
تعريف an establishment at one geographical location containing one or more work areas في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- workplace