Bir romanın varlığının tek nedeni hayatı temsil etmek için girişimde bulunmasıdır.
- The only reason for the existence of a novel is that it does attempt to represent life.
Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
- Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
Ona teşebbüs edemeyecek kadar çok korkaktır.
- He is too much of a coward to attempt it.
On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
- In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
Tom bile Mary'ye yardım etmeye kalkışmadı.
- Tom didn't even attempt to help Mary.
Bunu tek başına yapmaya kalkışma.
- Don't attempt to do this by yourself.
Sorunu düzeltmeye çabalıyoruz.
- We're attempting to correct the problem.
Tüm çabalarımız boşunaydı.
- All our attempts were in vain.
Bu makale büyük bir gelişme gösterir.
- This essay shows a great improvement.
Bu makale gramer hataları ve yazım hataları ile doludur.
- This essay is full of grammatical errors and typos.
Japoncam için faydalı olacak güzel bir yazı hazırlamaya çalıştım, ama öğretmenim yazıda epey yanlışlar olduğunu ve yeni baştan yazmam gerektiğini söyledi.
- I have attempted to create a good essay which utilizes my Japanese, but my professor said that much of it was incorrect and that I have to do it all over again.
Tom'un denemesinin birçok yazım hataları vardı.
- Tom's essay had many typos.
Başyapıtlar yalnızca başarılı denemelerdir.
- Masterpieces are only successful attempts.
Adamın sigarayı bırakmak için yaptığı üçüncü deneme başarısızlıkla son buldu.
- The man's third attempt to stop smoking ended in failure.
Dan soyguna girişmek istedi.
- Dan wanted to attempt the robbery.
Tom sonuçları tahmin etmeye çalıştı.
- Tom attempted to predict the results.
Tom Mary'yi onunla birlikte kiliseye gitmek için ikna etmeye çalıştı.
- Tom attempted to persuade Mary to go to church with him.
Onun denemesi, sorunun sadece yüzeysel bir analizini yaptı, bu yüzden sınıfta en yüksek notu aldığında ona gerçekten büyük bir sürpriz olmuştu.
- His essay gave only a superficial analysis of the problem, so it was a real surprise to him when he got the highest grade in the class.
Tom Mary'ye denemesini düzelttirdi.
- Tom had Mary correct his essay.
Bir kompozisyon yazabilir misin?.
Dersten sonra takılırsanız kompozisyonunuzda size yardımcı olabilirim.
- If you stick around after class, I can help you with your essay.
Kompozisyon yarışması için giriş şartları çok sıkıdır.
- The entry requirements for the essay competition are very strict.
I’ll give it a go.
The revolutionaries made several attempts on the monarch's life.
... a quit attempt if you started with patches when you look floor heavy cold ...
... >>Mike Cleron: Okay, well, that was a brave attempt. ...