O bir iş arkadaşını arabayla götürdü.
- She gave a lift to a co-worker.
Sami yardımcı olacak birkaç iş arkadaşına ihtiyaç duydu.
- Sami needed a few co-workers to assist.
Bu Tom, iş arkadaşım.
- This is Tom, my colleague.
İkisi benim iş arkadaşımdır.
- Both are my colleagues.
Dan testeresi ile bir meslektaşını ciddi biçimde yaraladı.
- Dan seriously injured a co-worker with his chainsaw.
Sami, kadın meslektaşlarıyla dalga geçti.
- Sami made fun of his female co-workers.
İspanya'da bir meslektaşımız var.
- We have a colleague in Spain.
Meslektaşlarım beni çok sıcak karşıladı.
- My colleagues welcomed me very warmly.
Git ve iş arkadaşımla konuş.
- Go and speak to my colleague.
Onlar çalışma arkadaşlarımdır.
- They are both colleagues of mine.