الإنجليزية - التركية
تعريف an argument or reason في الإنجليزية التركية القاموس.
- topic
- başlık
Ya niye bu enteresan bir başlık değil?
-And why isn't this an interesting topic?
Tartışma için uygun bir başlık değil.
-It's not a suitable topic for discussion.
- topic
- (Bilgisayar) konular
Tom'la tartışmaman gereken bazı konular var.
-There are some topics you shouldn't discuss with Tom.
Yahudi-Hıristiyan konuları hakkında yazmamı istiyorsan para ödemek zorundasın.
-If you want me to write about Judeo-Christian topics, you have to pay money.
- topic
- konu
Haydi bu konuda yeni sözcük haznesiyle cümleler bulun, yandaki _____ listesine onları ekleyin; ve çevirin.
-Let's find sentences with new vocabulary on this topic, add them to the following list: _____; and translate them.
Konuşma diğer konulara geçti.
-The conversation moved on to other topics.
- topic
- konu tekrarı
- topic
- {i} mevzu
- topic
- {i} söz konusu
- topic
- {i} tema
- topic
- {i} mesele
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف an argument or reason في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- topic
an argument or reason
الواصلة
an ar·gu·ment or rea·sonالتركية النطق
ın ärgyımınt ır rizınالنطق
/ən ˈärgyəmənt ər ˈrēzən/ /ən ˈɑːrɡjəmənt ɜr ˈriːzən/
Resimler
المفضلات