Onun argümanı mantıklı idi.
- His argument was logical.
Onun argümanı gerçeklere dayalıydı.
- His argument was based on facts.
Gök bugün mavi, bulutsuz.
- The sky today is blue, without a cloud.
Mavi tişörtü kim giyer?
- Who's wearing the blue T-shirt?
Bu bilgi savunma için önemsizdir.
- This data is immaterial to the argument.
Savaş için bir kanıt sundu.
- He presented an argument for the war.
Tartışma hızla kontrolden çıktı.
- The argument quickly got out of control.
Onların tartışması sonunda berabere bitti.
- Their argument eventually ended in a draw.
Savaş için bir kanıt sundu.
- He presented an argument for the war.
Onun iddiası seninkinden daha radikal.
- His argument is more radical than yours.
Bu fikir benim iddiamın temelidir.
- This idea is the basis of my argument.
Bir anlaşmazlığımız olduğunda, neden her zaman bu kadar şahsi algılıyorsun?
- Why do you always have to get so personal when we have an argument?
Sana katılıyorum, o yüzden bu kadar kavgacı olmaya gerek yok.
- I agree with you, so there's no need to be so argumentative.
Tartışma kavga ile sona erdi.
- The argument ended in a fight.
Objektif olarak bakınca, onun görüşleri rasyonalizmden epey uzak.
- From an objective viewpoint, his argument was far from rational.
Yeni bir görüş sunuldu.
- A new argument was presented.
Bu tartışma etkili konuşma sanatından başka bir şey değil.
- This argument is pure rhetoric.
Konuşmacının tartışması konuyla alâkasızdı.
- The speaker's argument was off the point.
Bir sebebe zarar vermenin en haince yolu kasten yanlış görüşleri savunmaktan oluşur.
- The most perfidious way of harming a cause consists of defending it deliberately with faulty arguments.
Bu bilgi savunma için önemsizdir.
- This data is immaterial to the argument.
Mary arabasını parlak maviye boyamak istiyor.
- Mary wants to paint her car bright blue.
Evimi maviye boyamak istemiyorum.
- I don't really want to paint my house blue.
Tom beyaz halı üzerine mavi boya kutusunu döktü.
- Tom spilled the can of blue paint on the white carpet.
Tom odasını mavi boyamak istiyor.
- Tom would like to paint his room blue.
Pazartesi günleri her zaman keyifsizim.
- I always feel blue on Mondays.
Bugün biraz keyifsiz hissediyorum.
- I'm feeling a little blue today.
... of the argument: the human rights case. This may seem a little weird on its face, but bear ...
... I gave us when Ted my argument was that all banks because they're ...