an act or episode of rescuing, saving

listen to the pronunciation of an act or episode of rescuing, saving
الإنجليزية - التركية

تعريف an act or episode of rescuing, saving في الإنجليزية التركية القاموس.

rescue
{f} kurtarmak

Tom Mary'yi kurtarmak için çalıştı. - Tom tried to rescue Mary.

Onu kurtarmak için elinden geleni yaptı. - He did his best to rescue her.

rescue
{i} hayat kurtarma
rescue
{i} yardım

Onlar çocuğun yardımına gittiler. - They went to the boy's rescue.

Onu kurtarmana yardım edeceğiz. - We'll help you rescue him.

rescue
{i} kurtarma

Kurtarma ekipleri depremin kurbanlarına malzeme dağıtacak. - The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake.

Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı. - Search and rescue operations began immediately.

rescue
kurtulma

Leyla kurtulma şansını kaçırdı. - Layla missed a chance of rescue.

rescue
tahlisiye
rescue
kurtuluş
rescue
{f} kurtar

Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı. - Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers.

Kurtarma ekipleri depremin kurbanlarına malzeme dağıtacak. - The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake.

rescue
{i} imdat
rescue
imdadına yetişip kurtarmak
rescue
{f} hacizden kurtarmak
rescue
{f} imdadına yetişmek
rescue
{f} muaf tutmak
rescue
{f} zorla geri almak
الإنجليزية - الإنجليزية
rescue
an act or episode of rescuing, saving
المفضلات