an act of deliberate killing of another human being

listen to the pronunciation of an act of deliberate killing of another human being
الإنجليزية - التركية

تعريف an act of deliberate killing of another human being في الإنجليزية التركية القاموس.

murder
{f} öldürmek

Ona cinayet silahını satman onun karısın öldürmek için seni suç ortağı yapar. - Having sold him the murder weapon makes you an accessory to uxoricide.

O, onun eşini öldürmekle suçlandığı için mahkemeye gitti. - He went on trial charged with murdering her wife.

murder
cinayet

O cinayetle suçlandı. - He was accused of murder.

O cinayetten suçludur. - He is guilty of murder.

murder
{f} kasten öldürmek
murder
{f} bozmak
murder
{i} adam öldürme
murder
kıymak
murder
kanlı

Fadıl'ın, kanlı planını uygulamasını hiçbir şey durduramaz. - Nothing can stop Fadil from executing his murderous plan.

murder
(Kanun) kasden cinayet işleme
murder
katletmek
murder
çok zor iş
murder
içine etmek
murder
{f} öldür

O adam küçük bir kızın öldürülmesinden dolayı yargılanıyor. - That man is on trial for the murder of a little girl.

Polis John'un öldürüldüğünü düşündüğü zamanda, Tom bir barda Mary ile içiyordu. - Tom was drinking at a bar with Mary at the time the police think that John was murdered.

murder
(isim) adam öldürme, cinayet, öldürme
murder
{f} (yasaya aykırı olarak) (birini) öldürmek, katletmek
murder
murder a piece of music bir müzik parçasını berbat etmek
murder
(fiil) öldürmek, cinayet işlemek, kasten öldürmek, bozmak
murder
murder in the first degree kasten adam öldürme
murder
{f} k.dili. bozmak
الإنجليزية - الإنجليزية
murder

There have been ten unsolved murders this year alone.

an act of deliberate killing of another human being

    الواصلة

    an act of de·li·ber·ate kill·ing of an·oth·er hu·man be·ing

    التركية النطق

    ın äkt ıv dîlîbrıt kîlîng ıv ınʌdhır hyumın biîng

    النطق

    /ən ˈakt əv dəˈləbrət ˈkələɴɢ əv əˈnəᴛʜər ˈhyo͞omən ˈbēəɴɢ/ /ən ˈækt əv dɪˈlɪbrət ˈkɪlɪŋ əv əˈnʌðɜr ˈhjuːmən ˈbiːɪŋ/
المفضلات