İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.
- The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
Sami kendini eğlendirmek için bir yol buldu.
- Sami found a way to keep himself amused.
Onun hikayesi bizi çok eğlendirdi.
- His story amused us very much.
Küçük şeyler küçük zihinleri eğlendirir.
- Small things amuse small minds.
Ben çocukları eğlendirmem.
- I don't amuse children.
Ebeveynler bebeklerini bir oyuncakla eğlendirmeye çalışır.
- The parents try to amuse their baby with a toy.
Onun hikayesinden oldukça zevk aldık.
- We were greatly amused by her story.
A group of children amusing themselves with pushing stones from the top , and watching as they plunged into the lake. -Gilpin.
He amused his followers with idle promises. -Johnson.