Ummak bir strateji değildir.
- Hope is not a strategy.
Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.
- I like to play sport for fun not for competition.
Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
- There was nothing but an old chair in the room.
Onun 100 dolardan az parası yok.
- He has not less than 100 dollars.
Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.
- Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan.
Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.
- If it had not been for her help, you would never have done it.
Katiyen yapmayacaksın.
- You'll do nothing of the kind.
Tüm gün katiyen bir şey yemedim.
- I ate absolutely nothing the whole day.