alone, or in want of company; forsaken

listen to the pronunciation of alone, or in want of company; forsaken
الإنجليزية - التركية

تعريف alone, or in want of company; forsaken في الإنجليزية التركية القاموس.

lonely
{s} yalnız

Yalnız bir hayat yaşadı. - She lived a lonely life.

Bu şehir sen olmadan soğuk ve yalnız. - This city is cold and lonely without you.

lonely
{s} yalnız (kimse)
lonely
{s} yapayalnız

Hiç yapayalnız kaldın m? - Do you ever get lonely?

O burada yapayalnız olmayacak. - It won't be lonely here.

lonely
terkedilmiş
lonely
yalnız ve mutsuz

Tom yalnız ve mutsuz. - Tom is lonely and unhappy.

lonely
ıssız

O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor. - He lives in this lonely place by himself.

Tom olmadan burası çok ıssız olacak. - It's going to be very lonely here without Tom.

lonely
ıssız/yalnız
lonely
sıkıntı verici
lonely
{s} ıssız, tenha
lonely
kimsesizlik
lonely
yalnızlıktan ruhu sıkılmış
lonely
kimsesiz
lonely
lonelinessyalnızlık
الإنجليزية - الإنجليزية
lonely
alone, or in want of company; forsaken
المفضلات