Onu görürsen, lütfen benim için ona selam söyle.
- In case you see him, please say hello to him for me.
Ve Tom'u görürsen, Ona benim için selam söyle.
- And if you see Tom, say hello to him for me.
Güle güle. Üzerinde anlaştığımız zamanda görüşürüz.
- Goodbye. I'll see you at the time we agreed on.
Güle güle bile demedin.
- You didn't even say goodbye.
Sen asla hoşçakal demedin.
- You never said goodbye.
Tom hoşçakal demeden gitti.
- Tom left without saying goodbye.
Alo? Hâlâ burada mısın?
- Hello? Are you still here?
Alo, burası oda servisi.
- Hello, this is room service.
Merhaba Mimi! Nasılsın?
- Hello Mimi! How are you?
Merhaba? Hâlâ burada mısın?
- Hello? Are you still here?
Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.
- She left the room without saying goodbye.
Tom Mary'ye hoşça kal dedi.
- Tom said goodbye to Mary.
Tom çocuklarına elveda öpücüğü verdi.
- Tom kissed his kids goodbye.
Git ve o ayrılmadan önce ona elveda de.
- Go and say goodbye to him before he leaves.