Bütün bilmen gereken hemen hemen bu.
- That's pretty much all you need to know.
O hemen hemen mükemmeldi.
- That was pretty much perfect.
Tom oldukça fazla evde kalır.
- Tom pretty much stays at home.
Onlar oldukça fazla yalnız.
- They're pretty much alone.
Biz neredeyse umudumuzu kaybettik.
- We pretty much gave up hope.
Bu oda neredeyse Tom'un onu bıraktığı şekilde.
- This room is pretty much the way Tom left it.
Tom toplantıyı büyük ölçüde unuttu.
- Tom pretty much forgot about the meeting.
Onu büyük ölçüde aştım.
- I've pretty much gotten over it.
Pretty much all of the train operating companies have announced huge fare increases.