alluring; tempting; attractive

listen to the pronunciation of alluring; tempting; attractive
الإنجليزية - التركية

تعريف alluring; tempting; attractive في الإنجليزية التركية القاموس.

inviting
davetkâr

Su sıcak ve davetkardı. - The water was warm and inviting.

O havuz gerçekten davetkar görünüyor. - That pool really looks inviting.

inviting
{s} çekici
inviting
hoş
inviting
göz alıcı
inviting
Davetkar, davet eden
inviting
{s} cazip
inviting
davet et

Tom'u ve Mary'yi partime davet etmediğim için kendime sitem edebilirdim. - I could kick myself for not inviting Tom and Mary to my party.

Beni doğum günü partine davet ettiğin için teşekkür ederim. - Thank you for inviting me to your birthday party.

الإنجليزية - الإنجليزية
inviting
alluring; attractive
taking
alluring; tempting; attractive
المفضلات