O çok güzel ama çekici değil.
- She is very pretty, but not alluring.
Kim daha çekici, Madonna mı yoksa Marilyn Monroe mu?
- Who is more alluring, Madonna or Marilyn Monroe?
Mutfaktan yayılan kahvenin kokusu cezbediciydi.
- The aroma of coffee wafted in from the kitchen alluringly.
Servet cazibesini asla anlamayacağım.
- I will never understand the allure of wealth.
The golden sun in splendor likest Heaven Allured his eye. -- John Milton.