Bu güvenlik sistemi çalışanların hareketlerini gittikleri yerde izlemelerine izin verir.
- This security system allows us to trace employees movements anywhere they go.
Kawa bir JVM(Java Sanal Makinesi) gerçekleştirme projesidir.Bu bütün Java kütüphanelerini avantajlı bir şekilde kullanmaya izin verir.
- Kawa is an implementation of Scheme for JVM that allows to take advantage of all the Java’s libraries.
Eurail geçişi, Avrupa'da sınırsız seyahat imkanı sağlar.
- The Eurail pass allows for unlimited travel inside Europe.
Bu program sizin bilgili kalmanızı sağlar.
- This programme allows you to stay informed.
Çocuğun yaşı nedeniyle izin vermek zorundasın.
- You have to allow for the boy's age.
Tom Mary'nin geçmesine izin vermek için kenara çekildi.
- Tom stepped aside to allow Mary to pass.
Size kuralları ihlal etmek için izin verilmez.
- You are not allowed to violate the rules.
Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver.
- Allow me to introduce Mayuko to you.
Bunu yapmasına izin verilen tek kişi ben değildim.
- I wasn't the only one who was allowed to do that.
Bu Tom'a vermene izin verilen son hediye.
- That's the last gift you are allowed to give to Tom.
Tom Mary'nin geçmesine izin vermek için kenara çekildi.
- Tom stepped aside to allow Mary to pass.
Çocuğun yaşı nedeniyle izin vermek zorundasın.
- You have to allow for the boy's age.
To allow a sum for leakage.
He was allowed about three hundred pounds a year. — Thomas Babington Macaulay.
I allow, with Mrs. Grundy and most moralists, that Miss Newcome's conduct . . . was highly reprehensible. — William Makepeace Thackeray.
... allows. And that's just the beginning. Stay tuned in for more on this soon. ...
... we've designed an open, wireless protocol that allows Android devices to talk to them. ...