Onun yurtdışı seyahat deneyimi var.
- He has experience of foreign travel.
Yabancılaşma yirminci yüzyıl edebiyatının ortak bir teması.
- Alienation is a common theme of twentieth-century literature.
Dünya yabancı işgalciler tarafından saldırı altında.
- The Earth is under attack by alien invaders.
Uzaylı numarası yapalım.
- Let's pretend we are aliens.
Filmlerde gördüklerimize benzer uzaylıların şu ana kadar gezegenimizi ziyaret etmiş olmalarının olası olmadığını düşünüyorum.
- I think it's unlikely that aliens similar to what we see in the movies have ever visited our planet.
Hükümet, dış politikasında değişiklikler yapmak zorunda kaldı.
- The government was obliged to make changes in its foreign policy.
Dışişleri Bakanı bir kuklaydı.
- The Foreign Minister was a puppet.
Yabancılarla alay etme.
- Don't poke fun at foreigners.
Yabancı dil öğrenmek zordur.
- It's hard to learn a foreign language.
Aliens are aliens because of persecution or war or hardship or famine.
... The first sunrises sweep across a foreboding alien planet, ...
... how could this be anything but alien technology? All right. ...