I'm not accustomed to such treatment.
- Böyle bir davranışa alışık değilim.
Tom is accustomed to working outside.
- Tom dışarıda çalışmaya alışıktır.
I'm not used to making speeches in public.
- Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim.
Tom isn't used to walking barefooted.
- Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.
Tom isn't used to walking barefooted.
- Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.
Mr Kaifu is used to making speeches in public.
- Bay Kaifu halka açık konuşmalar yapmaya alışıktır.