He's a quite humble man in spite of all he's achieved.
- Bütün başarılarına rağmen oldukça alçakgönüllü bir adamdır.
I'm the humblest person on this planet.
- Ben bu gezegendeki en alçakgönüllü insanım.
It's hard to be modest when you're the best.
- En iyi olduğunuzda alçakgönüllü olmak zordur.
His modesty is worth respecting.
- Onun alçakgönüllülüğü saygı duymaya değer..
Tom is unassuming, isn't he?
- Tom alçakgönüllü, değil mi?
She had an unassuming air that put everyone at ease.
- Onun herkesi rahatlatan alçakgönüllü bir havası vardı.