alâkası

listen to the pronunciation of alâkası
التركية - الإنجليزية
far cry from
alâka
interest
alâka
bearing
alâka
{i} connection
alaka
connection
alâka
{i} relationship
alaka
relationship
alakası olmak
to have sth to do with
alakası yok
It has nothing to do with it. It's not relevant
alâkası olmamak
be far out
alâkası olmamak
have no bearing on
alâkası olmamak
have nothing to do with
alâkası yok
it is a far cry from
alâkası yok
there is no such thing
alâkası yok
no such thing
alâka
{i} concern
alâka
respect
alâka
relevance

This has no relevance to my background. - Bunun benim arka planımla alakası yok.

I don't see the relevance. - Ben alakayı görmüyorum.

Ne alakası var
What's the connection?, What's it got to do with it?
alâka
relation
alâka
relevancy
alaka
liking
alaka
affinity
alaka
connexion
alaka
affection
alaka
connection, tie, relationship
alaka
interest, concern; connection, relation; attachment, affection
alaka
law lien, claim
alaka
closeness
alaka
interest, concern
alaka
romantic inclination (towards someone), romantic feeling (for someone)
alaka
dealings
alaka
relevant

From a theoretical point of view, Peterson's argument is directly relevant to our discussion. - Teorik bir bakış açısından, Peterson'un tartışması bizim tartışmayla doğrudan alakalıdır.

Comments must be relevant to the topic. - Yorumlar konuyla alakalı olmalıdır.

alâka
attachment
alâka
liking
alâka
affinity
birbiri ile alakası olan
interrelatedness
التركية - التركية

تعريف alâkası في التركية التركية القاموس.

ALAKA
(Osmanlı Dönemi) Kan pıhtısı. Uyuşuk kan
ALÂKA
(Osmanlı Dönemi) Edb: Bir kelimenin hakiki mânâsından mecâzi mânâsına nakledilmesinin sebebidir. (Temiz ahlâklı, güzel huylu kimselere melek denildiği gibi.)
ALÂKA
(Osmanlı Dönemi) İlişik, rabıta, merbutiyet
ALÂKA
(Osmanlı Dönemi) Gönül bağlama, sevgi, münasebet, taalluk, irtibat, mâlikiyet. Tasarruf. Müdâhale hakkı. Hisse
Alaka
ilgi

Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir. - Konuşmasının muhtevası, mevzu ile alakalı değildir.

Bir web sitenin gördüğü ilgi onun içeriğine bağlıdır. - Bir web sitenin gördüğü alaka onun muhtevasına bağlıdır.

Alâka
(Osmanlı Dönemi) SEBEB
alaka
(Osmanlı Dönemi) asılıp tutunan şey, bebeğin anne karnındaki 40-50'inci günleri arasındaki devreye denir
alaka
İlgi

Bir web sitenin gördüğü ilgi onun içeriğine bağlıdır. - Bir web sitenin gördüğü alaka onun muhtevasına bağlıdır.

Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir. - Konuşmasının muhtevası, mevzu ile alakalı değildir.

alaka
Gönül bağı
alâka
(Osmanlı Dönemi) bağlılık, bağ, ilişki
الإنجليزية - التركية

تعريف alâkası في الإنجليزية التركية القاموس.

alâkası olmamak
Be far out, have nothing to do with, have no bearing on
alâkası
المفضلات