aksi aksi

listen to the pronunciation of aksi aksi
التركية - الإنجليزية
irritably
in an irritable manner; "she had become irritably exact
In an irritable manner
in a petulant manner; "he said testily; `Go away!'"
with irritation, peevishly, angrily, in an aggravated manner
in an irritable manner; "she had become irritably exact"
aksi
contrary

And yet, the contrary is always true as well. - Ne var ki aksi de her zaman doğrudur.

Mary is not poor. On the contrary, she is quite rich. - Mary fakir değildir. Aksine, o oldukça zengindir.

aksi
opposite

You should go in the opposite direction. - Aksi yöne gitmen gerekir.

aksi takdirde
otherwise

I ran and ran; otherwise I might have been late. - Ben koştum ve koştum, aksi takdirde geç kalabilirdim.

I'm busy, otherwise I'd accept your invitation. - Meşgulüm. Aksi takdirde davetini kabul ederdim.

aksi
bad-tempered
aksi
ill-tempered
aksi
adverse
aksi yöne
about
aksi
awkward
aksi
perverse

Don't be so perverse! - O kadar aksi huylu olma!

aksi
bad tempered

On the days he doesn't take a nap, he's bad tempered. - Şekerleme yapmadığı günlerde aksi olur.

aksi
reverse
aksi
crabby
aksi durumda
otherwise
aksi gibi
unfortunately
aksi halde
or else

Put the rubber boots on, or else you will get your feet wet! - Kauçuk botları giyin, aksi halde ayağınızı ıslatırsınız!

aksi kimse
curmudgeon
aksi takdirde
or else
aksi
ill-humoured
aksi
tetchy
aksi
morose
aksi
techy
aksi
pettish
aksi
jadish
aksi
ill

I was ill, otherwise I would have attended the meeting. - Ben hastaydım, aksi halde toplantıya katılırdım.

aksi
edge
aksi
prickly
aksi
cross-grained
aksi
bellicose
aksi
badtempered
aksi
querulous
aksi
ornery
aksi
peckish
aksi
grouty
aksi
nettlesome
aksi
irritable
aksi
ugly
aksi
(Konuşma Dili) like a bear with a sore head
aksi (kimse)
contrary
aksi durum
otherwise
aksi durumda
if not so
aksi gibi
as bad luck
aksi iddia edilemez
irrefutable
aksi intişar
(Askeri) backscattering
aksi mizaç
ill humor
aksi takdirde
if not
aksi taktirde
if not
aksi taktirde
(deyim) on the other hand
aksi taktirde yoksa
(Havacılık) otherwise
aksi tesadüf
unfortunate coincidence
aksi tesir
adverse effect
aksi tesir
counterstroke
aksi ve kavgacı
surly
aksi yönde
(Tıp) antagonist
aksi yönde
round
aksi yöne
round
aksi şeytan!
damn!
aksi şeytan!
bloody hell!
ters aksi
reverse
y-aksi
y-axis
aksi
stubborn

You must not be stubborn and should be friendly. - Aksi olmamalısın ve arkadaş canlısı olmalısın.

aksi belirtilmediği sürece
Unless stated otherwise
aksi ispatlanmadıkça
Unless proved otherwise
aksi ispatlanıncaya dek
Until proved otherwise
aksi kanıtlanmadıkça
Unless proved otherwise
aksi kanıtlanı
Until proved otherwise
aksi kanıtlanıncaya dek
Until proved otherwise
aksi kanıtlanıncaya kadar
Until proved otherwise
aksi yönde
otherwise
aksi yöne
to opposite direction
aksi yöne
towards opposite direction
Hay aksi
Damn!, Shit!, Tut!, Tut-tut!
aksi
opposite, contrary; peevish, grumpy, cross, perverse, churlish, cantankerous, moody, crotchety
aksi
crotchety
aksi
bloody-minded
aksi
contra

Mary is not poor. On the contrary, she is quite rich. - Mary fakir değildir. Aksine, o oldukça zengindir.

The picture is colorful in contrast with this one. - Resim bunun aksine renkli.

aksi
unlucky
aksi
crabbed
aksi
cross
aksi
unfortunate

No, unfortunately; on the contrary. - Hayır, ne yazık ki; aksine.

aksi
peevish
aksi
opposite: Aksi istikamette yol açıktı. There was no traffic in the opposite lane
aksi
ill-natured
aksi
peevish, irritable; perverse, contrary
aksi
moody
aksi
bilious
aksi
adverse, negative
aksi
counter
aksi
cantankerous
aksi
ill-humored
aksi
unfortunate (circumstance, situation)
aksi
opposed

Red, as opposed to green, is a sign of danger. - Kırmızı yeşilin aksine bir tehlike işaretidir.

aksi
against

He became a singer against his parents wishes. - Anne babasının arzusunun aksine şarkıcı oldu.

Against all expectations, we became good friends. - Tüm beklentilerin aksine, biz iyi arkadaş olduk.

aksi
cross grained
aksi
inopportune, untimely
aksi bir biçimde
jadishly
aksi bir biçimde
snappishly
aksi bir durumda
in the contrary case
aksi bir şekilde
bad-temperedly
aksi bir şekilde
disagreeably
aksi bir şekilde
shrewishly
aksi bir şekilde
crabbily
aksi delil
counterproof
aksi düşünce bildiren
adversative
aksi düşünülemez
the otherwise is unimaginable
aksi düşünülemez
the opposite is unimaginable
aksi gibi
colloq . Wouldn't you know it? As if to spite me, ...: Aksi gibi cebimde beş para kalmamıştı. But it was just my luck that I didn't have so much as a penny on me
aksi gitmek
(for things) to go wrong
aksi görüşte olan
averse
aksi hal
contrary situation
aksi halde
nisi
aksi halde
failing this
aksi halde
if not; otherwise
aksi halde
else

Put the rubber boots on, or else you will get your feet wet! - Kauçuk botları giyin, aksi halde ayağınızı ıslatırsınız!

aksi halde
if not, otherwise
aksi ispatlanabilir
refutable
aksi kişi
(deyim) awkward customer
aksi kişi
(deyim) ugly customer
aksi olmak
(Konuşma Dili) be on edge
aksi takdirde
or else, otherwise
aksi tesadüf
a) unfortunate coincidence b) unluckily
aksi tesadüf
1. As bad luck would have it, .... 2. unfortunate coincidence
aksi tesir
undesired reaction, opposite effect
aksi tesir
adverse effect, reaction, counterstroke
aksi tesir atomu
(Fizik) recoil atom
aksi yönde
contrariwise
aksi yönde büzülme
contraflexure
aksi yöne dönmek
(deyim) face about
aksi öngörülmedikçe
(Hukuk) save as otherwise provided
aksi şeytan!
damn!, shit!, hell!, bloody hell!
aksi şeytan!
(Konuşma Dili) Damn!
daha aksi
shirtier
dion aksi
(Otomotiv) dedion axle
hay aksi
Christ no
hay aksi
the Devil
hay aksi
son of a gun
saat yelkovanının aksi yönünde
anticlockwise
saatin aksi yönünde
anticlockwise
tekerlek aksi
(Otomotiv) half-shaft
yerkürenin aksi tarafında olan
antipodal
yük aksi
(Otomotiv) load axle
التركية - التركية
Olumsuz bir biçimde, ters ve kızgın olarak
aksi
Uygun olmayan: "Kusura bakma abla! Aksi zamana rastladı
aksi
Gazozları yetiştiremedik."- A. K. Tecer. İnatçı, hırçın, huysuz: "Ben bu aşçı kadar çılgın ve aksi insan görmedim."- R. N. Güntekin
aksi
Ters, zıt, karşıt, olumsuz, menfi: "Salıncağın ipini sallandığı istikametin aksine çekti."- O. C. Kaygılı
aksi
İnatçı, hırçın, huysuz
aksi
Ters, zıt, karşıt, olumsuz, menfi
aksi
Uygun olmayan
aksi nur
(Osmanlı Dönemi) ışığın yansıması
aksi sada
(Osmanlı Dönemi) ses yankılanması
aksi aksi
المفضلات