He embraced his relatives before he left.
- O, ayrılmadan önce akrabalarının kucakladı.
His relatives were convinced of his innocence.
- Akrabaları onun masum olduğuna ikna edildi.
The family property was distributed among the relatives.
- Ailenin mal varlığı akrabalar arasında dağıtıldı.
Tom's researched his family history and intends to send a detailed family tree to all of his relatives.
- Tom aile geçmişini araştırdı ve tüm akrabalarına detaylı bir soy ağacı göndermek niyetinde.
He is staying with his relatives.
- O, akrabalarıyla birlikte kalıyor.
He embraced his relatives before he left.
- O, ayrılmadan önce akrabalarının kucakladı.
Pride tends to develop into hubris, which is close kin to madness.
- Gurur, kibre dönme eğilimindedir; ki o da deliliğin yakın akrabasıdır.
The police will release the victim's name after they have notified his next of kin.
- Polis onun yakın akrabasına bildirdikten sonra kurbanın adını duyuracak.
The two men were not related.
- İki adam akraba değildi.
He is related to the family.
- O, aile ile akrabadır.
Apes are our cousins and primate relatives.
- Maymunlar bizim kuzenlerimiz ve primat akrabalarımızdır.
In this group, there are my parents and my relatives.
- Bu grupta anne babam ve akrabalarım var.
What's your relation with him?
- Onunla akrabalığınız nedir?
He broke relations with them.
- O onlarla akrabalığını bozdu.
A buffalo is akin to an ox.
- Bufalo, öküzle akrabadır.
A buffalo is akin to an ox.
- Bufalo, öküzle akrabadır.
All of them are connected.
- Onların hepsi akraba.