akillilik

listen to the pronunciation of akillilik
التركية - الإنجليزية

تعريف akillilik في التركية الإنجليزية القاموس.

akıllılık
intelligence
akıllılık
wisdom
akıllılık
sharpness
akıllılık
deepness
akıllılık
cleverness
akıllılık
smartness
akıllılık
shrewdness
akıllılık
an intelligent act
akıllılık
intelligence, cleverness
akıllılık
intelligence, wisdom, cleverness
akıllılık
keenness
akıllılık
discretion
akıllılık
keen
akıllılık
saneness
akıllılık
sanity
akıllılık
wiseness
akıllılık
sensibleness
akıllılık
judiciousness
akıllılık
good sense
akıllılık
astuteness
akıllılık
braininess
akıl
wisdom
akıl
{i} intelligence

Someone famous said that imagination is more important than intelligence. - Ünlü biri hayal akıldan daha önemlidir dedi.

akıl
mind

One should bear in mind that time is money. - İnsan paranın zaman olduğunu akılda tutmalıdır.

The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place. - Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.

akıl
wit

Tom knows better than to fight with you. - Tom seninle dövüşmeyecek kadar akıllıdır.

All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood. - Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

akıl
reason

All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood. - Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

This is an elementary error of reasoning. - Bu akıl yürütme ile ilgili temel bir hatadır.

akıllılık etmek
to act intelligently, do something smart
akıllılık etmek
to act intelligently
akıl
{i} memory
akıl
brain

Who is the brains of this operation? - Bu operasonun akıl hocaları kimdi?

The brain is the center of every mind, soul, and muscle energy. - Beyin her akıl, ruh ve kas enerjisinin merkezidir.

akıl
mental

Tom is in a mental institution. - Tom bir akıl hastanesinde.

Are you mentally ill? - Akıl hastası mısınız?

akıl
{i} advice

It was wise for you not to follow his advice. - Onun tavsiyesine uymamanız akıllıca oldu.

He was wise enough to take her advice. - Ondan tavsiye alacak kadar akıllıydı.

akıl
gray matter
akıl
{i} Psyche
akıl
guidance
akıl
understanding
akıl
long
akıl
idea

Great minds discuss ideas, average minds discuss events, small minds discuss people. - Büyük akıllar fikirleri, ortalama akıllar olayları, küçük akıllar ise kişileri tartışır.

The ideal woman for me would be well-mannered, intelligent and a polyglot. - Benim için ideal kadın, iyi huylu, akıllı ve birçok dilli olacaktır.

akıl
headpiece
akıl
intellect

Health and intellect are the two blessings of life. - Sağlık ve akıl, hayatın iki nimetidir.

akıl
sapience
akıl
mentality
akıl
fettle
akıl
head

You've got a good head on your shoulders. - Sen akıllı ve zeki birisin.

I admit he's smart, but does he have to talk over everyone's heads all the time? - Onun akıllı olduğunu kabul ediyorum ama o her zaman karşısındakinin anlayamayacağı şekilde konuşmak zorunda mı?

akıl
discernment
Akıl
rational faculty
akıl
ıntellect
akıl
senses
akıl
comprehension
akıl
mind, comprehension
akıl
nous
akıl
strength of mind
akıl
idea, opinion, thought
akıl
chump
akıl
intelligence, brain, reason " us; memory" " bellek; advice" " öğüt; opinion, idea
akıl
consciousness
akıl
loaf
akıl
reason, intelligence; wisdom, discernment, discretion
akıl
bean
akıl
grey matter
akıl
prudence
akıl
sense
akıl
psycho
akıl
pate
akıl
prudent
akıl
sentient
duygusal kıt akıllılık
(Pisikoloji, Ruhbilim) affective feeble-mindedness
التركية - التركية

تعريف akillilik في التركية التركية القاموس.

akıllılık
Akıllı olma durumu; uyanıklık
akıllılık
Akıllı olma durumu, uyanıklık
Akıllılık
(Osmanlı Dönemi) SEKAFE
Akıllılık
(Osmanlı Dönemi) NEDS
Akıllılık
(Osmanlı Dönemi) LEHAN
Akıllılık
(Osmanlı Dönemi) İRB
Akıllılık
(Osmanlı Dönemi) KIRRA
akıllılık etmek
Yerinde ve uygun davranmak
Akıl
(Osmanlı Dönemi) DERS
âkıl
(Osmanlı Dönemi) akıllı
akıl
Vaka'nin duyu organlarıyla hissedilip beyne nakledilmesi ve on bilgilerle yoğrulup yorumlanması
AKIL
(Osmanlı Dönemi) Bak: Akl
Akıl
(Osmanlı Dönemi) MECR
Akıl
(Osmanlı Dönemi) UNAB
Akıl
(Osmanlı Dönemi) HULÜM
Akıl
(Osmanlı Dönemi) SEDAD
Akıl
(Osmanlı Dönemi) HÜRMAN
Akıl
(Osmanlı Dönemi) HULM
Akıl
(Osmanlı Dönemi) MİRRE
Akıl
(Osmanlı Dönemi) CÂL
Akıl
us
akıl
Hafıza, bellek
akıl
Düşünce, kanı
akıl
Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us: "Akıl yaşta değil baştadır."- Atasözü
akıl
Düşünce, kanı: "Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve!"- A. K. Tecer
akıl
Öğüt, salık verilen yol
akıl
Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us
akıl
Hafıza, bellek: "Hâlâ aklımda o tufan yağmuru."- C. S. Tarancı. Öğüt, salık verilen yol
akıl
Düşünce, niyet
ÂKIL
(Osmanlı Dönemi) (E) Uyanık. Aklı başında. Tedbirli. Düşüncesi sağlam. Huşyâr
akillilik
المفضلات