akşama

listen to the pronunciation of akşama
التركية - الإنجليزية
this evening, tonight
tonight

Tom's coming over tonight, so you know. - Akşama Tom gelecek, haberin olsun.

Speaking of films, why not go to the cinema tonight? - Filmlerden konuşmuşken, neden akşama sinemaya gitmiyoruz?

this evening
akşam
evening

We arrived here at six yesterday evening. - Buraya dün akşam altıda geldik.

My water broke on the evening of the predicted birth date. - Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..

akşama doğru
towards evening
akşama doğru
toward evening
akşama sabaha
very soon
akşamdan akşama
every evening
akşam
dark

Tom ate dinner in the dark. - Tom karanlıkta akşam yemeği yedi.

It was terribly cold and nearly dark on the last evening of the year, and the snow was falling fast. - Son derece soğuktu ve yılın son akşamında neredeyse karanlıktı ve kar hızlı düşüyordu.

akşam
night

Tom didn't have dinner last night. - Tom dün akşam akşam yemeği yemedi.

He is always working from morning till night. - O her zaman sabahtan akşama kadar çalışıyor.

akşam
p.m

We were arriving in Chicago at 9:00 p.m. - Akşam 09:00'da Chicago'ya varıyorduk.

Tom gets home after 10:00 p.m. every day except Sunday. - Tom Pazar hariç her gün akşam 10:00' dan sonra eve gelir.

akşam
sunset
Akşam
in evening
akşam
{i} eve

My water broke on the evening of the predicted birth date. - Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..

We arrived here at six yesterday evening. - Buraya dün akşam altıda geldik.

akşam
vespertine
akşam
dew fall
akşam
last night, yesterday evening
akşam
time from 12: 00 noon to midnight
akşam
evening; in the evening
akşam
eventide
akşam
of evening

We're going to visit the Sun. But in the cool of evening! - Biz güneşe gideceğiz, ama akşam serinliğinde gideceğiz!

akşam
the sunset hour, the time of the first evening prayer
akşam
tonight, this evening
akşam
in the evening

In the morning I usually drink coffee, in the evening I drink tea. - Genellikle sabah kahve, akşam çay içerim.

There is usually a cool breeze here in the evening. - Burada akşamleyin genellikle serin bir esinti vardır.

akşam
evenfall
akşam
sundown
التركية - التركية

تعريف akşama في التركية التركية القاموس.

akşama doğru
Gündüzün akşama yakın bir zamanında
akşama sabaha
Neredeyse, pek yakında, kısa bir zaman içinde
akşamdan akşama
Her akşam üst üste
Akşam
(Osmanlı Dönemi) AŞİ
Akşam
abend
Akşam
(Osmanlı Dönemi) MÜSY
Akşam
abıngı
akşam
Akşam ezanı
akşam
bakınız: akşam namazı
akşam
Gündüzün son ve gecenin ilk saatleri: "Kendisini ilk defa yakından akşam sofrasında gördüm."- F. R. Atay
akşam
Akşam vakti kılınan namaz
akşam
Akşam namazı
akşam
Gece: "Şimdi, gelelim dün akşam bahsi geçen yüzük hikâyesine..."- Y. K. Karaosmanoğlu
akşam
Gündüzün son ve gecenin ilk saatleri
akşam
Gece

Mary'e bu gece yemek hazırlaması için izin vereceğiz. - Mary'nin bu akşam bizim için akşam yemeği hazırlamasına izin vereceğiz.

akşam
(Osmanlı Dönemi) mağrib
sabahtan akşama
Bütün gün
akşama
المفضلات