This river flows too fast to swim in.
- Bu nehir yüzmek için çok akıntılı.
If you want to get something in life, you should go against the flow.
- Hayatta bir şey elde etmek istiyorsanız, akıntıya karşı yüzmelisiniz.
The boat is going against the current.
- Tekne akıntıya karşı gidiyor.
We were rowing against the current.
- Akıntıya karşı kürek çekiyorduk.
The boat drifted down the stream.
- Tekne akıntıyla sürüklendi.
To strive against the stream requires courage.
- Akıntıya karşı çabalamak cesaret gerektirir.
The boat drifted down the stream.
- Tekne akıntıyla sürüklendi.
I have a discharge from my left ear.
- Benim sol kulağımda bir akıntı var.
We canoed downstream.
- Kanoyla akıntı yönünde yol aldık.
Tom floated downstream on a raft.
- Tom bir salla akıntı yönünde batmadan yüzdü.