I feel that I don't really belong here.
- Gerçekten buraya ait olmadığımı hissediyorum.
The third star belonged to a certain king.
- Üçüncü yıldız belirli bir krala ait oldu.
We regarded the document as belonging to her brother.
- Biz belgenin onun erkek kardeşine ait olduğu gözüyle baktık.
The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
- Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
Tell me whom these books belong to!
- Bana bu kitapların kime ait olduğunu söyle.
The settlers are the most peaceful people in the world. They cross thousands of miles to occupy a land that doesn't belong to them and they never kill anyone if they're not a savage native.
- Göçmenler dünyadaki en huzurlu insanlardır. Onlara ait olmayan bir toprağı işgal etmek için binlerce mil geçerler ve eğer vahşi yerli değillerse kimseyi öldürmezler.