There are four people in my family.
- Ailemde dört kişi var.
I don't know anything about her family.
- Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
What's your favorite oldies song?
- Favori aile şarkın nedir?
Sami was arrested for domestic violence six times.
- Sami aile içi şiddet nedeniyle altı kez tutuklandı.
Tom was an expert in domestic abuse.
- Tom aile içi istismar konusunda uzmandı.
When Tom was in kindergarten, he drew a picture of his family.
- Tom anaokulundayken, ailesinin bir resmini çizdi.
My parents taught me to be a kind person.
- Ailem bana nazik bir insan olmayı öğretti.
Tom and Mary kept their relationship hidden from their parents.
- Tom ve Mary ilişkilerini ailelerinden gizli tuttular.
Sami had a good relationship with his family.
- Sami'nin, ailesiyle iyi bir ilişkisi vardı.
Watanabe is my family name.
- Watanabe benim aile adımdır.
What's the spelling of your family name?
- Aile adınızın yazılımı nasıl?
Layla was our family doctor.
- Leyla aile doktorumuzdu.
My father sent for the family doctor.
- Babam aile doktorunu çağırttı.
Tom's expensive tastes put a strain on the family's finances.
- Tom'un pahalı zevkleri ailenin mali durumuna bir yük oluyordu.
He sprang from one of the best families in the north.
- O, kuzeydeki en iyi ailelerin birinden gelmiştir.
Tom apologized to the families of the victims for the explosion at the factory.
- Tom fabrikadaki patlama için kurbanların ailelerine özür diledi.
The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth.
- Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir.