Nasılsın? Uzun süredir seni görmedim!
- How are you doing? I haven't seen you in ages!
Tom uzun süre çin dominosu oynamadı.
- Tom hasn't played mahjong in ages.
Uzun zamandır o espriyi duymadım.
- I haven't heard that joke in ages.
Uzun zamandır bir erkek arkadaşım yok.
- I haven't had a boyfriend in ages.
İki çocuğun yaşları toplandığında babalarınkine eşit oluyordu.
- The ages of the two children put together was equivalent to that of their father.
Bir çocuk 13 ve 16 yaşları arasında hızla gelişir.
- A child develops rapidly between the ages of 13 and 16.