age, or old age; as, a man in years

listen to the pronunciation of age, or old age; as, a man in years
الإنجليزية - التركية

تعريف age, or old age; as, a man in years في الإنجليزية التركية القاموس.

year
sene

Bu, bizim geçen sene kaldığımız oteldir. - This is the hotel where we stayed last year.

Geçen sene Bayan Kato sizin öğretmeniniz miydi? - Was Ms. Kato your teacher last year?

year
{i} yıl

İki yılda ilk kez bir film izledim. - I saw a movie for the first time in two years.

Geçen yıl Londra'ya gittik. - We went to London last year.

year
{i} yaş

Justin Bieber müzik kariyerine başladığında on dört yaşındaydı. - When Justin Bieber started his music career, he was fourteen years old.

Benim babam sadece on beş yaşında. - My father is only fifteen years old.

year
her zaman

Tom son iki yıldır para çalıyordu ve Mary bunu her zaman biliyordu. - Tom was stealing money for the last two years, and Mary knew it all the time.

Beş yaşındaki kızım kreşe her zaman mutlu ve enerji dolu gider. - My five year old daughter always goes to kindergarten happy and full of energy.

year
daima

Ruslar Fransız yollarını kopyalar, ancak daima elli yıl sonra. - The Russians copy the French ways, but always fifty years later.

year
bir gezegenin güneş etrafinda döndüğü müddet
year
ihtiyarlık
year
zaman

Geçen yıl yaklaşık bu zaman çok fazla kar vardı. - We had a lot of snow about this time last year.

On yıl uzun bir zamandır. - Ten years is a long time.

year
year after year her sene
year
year in year out seneden seneye daima
year
(Askeri) yıl Z

Boston geçen yıl ziyaret ettiğim şehirlerden sadece biri. - Boston is just one of the cities I visited last year.

Gelecek yıl zor olacak. - Next year will be tough.

year
year by year seneden seneye
year
a year and a daybir sene bir gün
الإنجليزية - الإنجليزية
year