Öğle yemeğini evde yedi.
- She has lunch at home.
Öğle yemeğini yedin, değil mi?
- You have eaten lunch, haven't you?
Sıcak öğle yemekleri alabiliriz.
- We can buy hot lunches.
Kütüphanenin önündeki ağaçların altında öğle yemeklerini yiyen bazı adamlar vardı.
- There were some men eating their lunches under the trees in front of the library.
Öğle yemeği yemeyi canı istemedi.
- She was in no humor for lunch.
Öğle yemeği yemeden önce ellerimi yıkarım.
- I wash my hands before eating lunch.
Tom'un öğle yemeği yemek için zamanı yoktu.
- Tom didn't have time to eat lunch.
Tom'un canı öğle yemeği yemek istemiyordu.
- Tom didn't feel like eating lunch.