O, buna karşın geçmedi.
- He didn't pass after all.
Buna karşın haklıydı.
- He was right after all.
Sonunda hiçbir şey sonsuza kadar kalmaz.
- After all, nothing remains forever.
Eski metot sonunda en iyi olduğunu kanıtladı.
- The old method proved to be best after all.
Kim bilir, belki Boston'daki noel yine de o kadar da kötü olmayacaktır.
- Who knows, maybe Christmas in Boston won't be so bad after all.
Jane yine de onu almadı.
- Jane didn't buy it after all.
Buna rağmen kimse problemi çözemedi.
- No one could solve the problem after all.
Nihayet yardımına ihtiyacımız olacak.
- We're going to need your help after all.
Nihayet, o, sınavı geçmeyi başardı.
- After all, he succeeded in passing the exam.
Her şeye rağmen onu başardın
- You managed it after all.
Her şeye rağmen onu almadım.
- Tom didn't buy it after all.
Sonuç olarak, haklısın.
- You are right, after all.
Sonuç olarak, Tom senin babandı.
- After all, Tom was your father.
Nihayetinde o bir çocuk.
- She is a child after all.
Buna rağmen kimse problemi çözemedi.
- No one could solve the problem after all.
Her şeye rağmen onu almadım.
- Tom didn't buy it after all.
... The index at the back of a book, and after all that's ...
... after all um has every incentive to leave their true ...