affetmeyen

listen to the pronunciation of affetmeyen
التركية - الإنجليزية
unsparing
uncharitable
affet
let off
affet
condone

I certainly don't condone that. - Kesinlikle onu affetmem.

affet
absolve
affet
forgive

Forgive me Father for I have sinned. - Günah işlediğim için beni affet Tanrım.

Forgive them, for they know not what they do. - Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.

affet
forgave

You forgave me, didn't you? - Beni affettin, değil mi?

She forgave him for killing her father. - O, babasını öldürdürmesine rağmen onu affetti.

affet
{f} forgiving
affet
{f} excuse

The teacher excused me for being late for class. - Öğretmen derse geç kaldığım için beni affetti.

My mother excused his mistake. - Annem onun hatasını affetti.

affet
remit
affet
forgiven

You've never forgiven me, have you? - Beni hiç affetmedin, değil mi?

I have forgiven her already. - Ben onu zaten affettim.

affet
absolved
affet
letoff
affetmeyen
المفضلات