affetme

listen to the pronunciation of affetme
التركية - الإنجليزية
{i} forgiveness

Why can't you ask her for forgiveness? - Neden onun affetmesini istemiyorsun?

Christ taught forgiveness. - İsa affetmeyi öğretti.

pardon

Tom asked his girlfriend to pardon him for forgetting her birthday. - Tom onun doğum gününü unuttuğu için onu affetmesini rica etti.

remission
absolution
affetmek
forgive

To understand all is to forgive all. - Her şeyi anlamak her şeyi affetmektir.

Is it harder to forgive or to forget? - Affetmek mi yoksa unutmak mı daha zor?

affetmek
pardon
affet
let off
affetmek
excuse

You'll have to excuse me. - Beni affetmek zorunda kalacaksın.

affet
condone

I certainly don't condone that. - Kesinlikle onu affetmem.

affetmek
forgivingness
affetmek
let off
affetmek
release
affetmek
(Politika, Siyaset) grant pardon for
affet
absolve
affet
forgive

Forgive them, for they know not what they do. - Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.

Forgive me Father for I have sinned. - Günah işlediğim için beni affet Tanrım.

affet
forgave

You forgave me, didn't you? - Beni affettin, değil mi?

She forgave him for killing her father. - O, babasını öldürdürmesine rağmen onu affetti.

affet
{f} forgiving
affet
{f} excuse

Excuse us for the inconvenience. - Rahatsızlık için bizi affet.

Excuse us for a second. - Biran için bizi affet.

affet
remit
affetmek
condone
affet
forgiven

We have already forgiven you. - Biz zaten sizi affettik.

You've never forgiven me, have you? - Beni hiç affetmedin, değil mi?

affet
absolved
affet
letoff
affetmek
dismiss
affetmek
to pardon (a convict)
affetmek
remit
affetmek
to excuse, give leave
affetmek
to dismiss, discharge (someone) from (his job or a duty). Affedersiniz. I beg your pardon./Excuse me./I'm sorry. Affetmişsin sen onu! (Konuşma Dili) Excuse me but you are wrong! Affetmişsiniz .... (Konuşma Dili) Excuse me but you are wrong.: Affetmişsiniz, öyle bir şey demedim. Excuse me but I didn't say that
affetmek
to forgive, to excuse, to pardon ; to discharge, to dismiss
affetmek
absolve; release
affetmek
to excuse (a person)
affetmek
to forgive (an act)
affetmek
overlook
affetmek
{f} absolve
affetmek
disengage
cezasını affetme
indemnity
التركية - التركية
Bağışlama
Affetmek
affeylemek
affetmek
Görev veya işten çıkarmak
affetmek
Hoşgörü ile karşılamak, mazur görmek
affetmek
Bağışlamak
affetmek
(Osmanlı Dönemi) afv
affetme
المفضلات