affedilen

listen to the pronunciation of affedilen
التركية - الإنجليزية
forgiven
{s} pardoned; granted clemency; released from a debt or liability
past participle of forgive
affet
let off
affet
condone

I certainly don't condone that. - Kesinlikle onu affetmem.

affet
absolve
affet
forgive

Please forgive me for telling a lie. - Yalan söylediğim için beni affet,lütfen.

Please forgive me for opening your letter by mistake. - Yanlışlıkla mektubunu açtığım için lütfen beni affet.

affet
forgave

She forgave him for killing her father. - O, babasını öldürdürmesine rağmen onu affetti.

Tom never forgave himself for hurting Mary the way he did. - Tom yaptığı tarz Mary'yi incittiği için kendini asla affetmedi.

affet
{f} forgiving
affet
{f} excuse

Excuse us for a second. - Biran için bizi affet.

The teacher excused me for being late for class. - Öğretmen derse geç kaldığım için beni affetti.

affet
remit
affet
forgiven

She has forgiven him for everything. - O, her şey için onu affetti.

Tom still hasn't forgiven me. - Tom hâlâ beni affetmedi.

affet
absolved
affet
letoff
affedilen
المفضلات