Tom hayranlıkla izledi.
- Tom watched admiringly.
Tom hayranlıkla gülümsedi.
- Tom smiled admiringly.
Tom'un sabrına hayran olmaktan kendimi alamadım.
- I couldn't help but admire Tom's perseverance.
Onun cesaretini takdir etmekten başka bir şey yapamazsın.
- You can't do anything other than admire his courage.
Onun cesaretini takdir etmekten başka bir şey yapamazsın.
- You can't do anything other than admire his courage.
Seni her zaman çok takdir ettim.
- I've always admired you a lot.
Ona hayran olmak elimde değildi.
- I couldn't help admiring him.
Tom, kamyon yeni arabama çarptığı zaman ona hayran oluyordu.
- Tom was admiring my new car at the time the truck crashed into it.
Ona hayran olmayan hiç kimse yoktu.
- There was no one who did not admire him.
Bir aptal her zaman kendisine hayran olacak daha büyük bir aptal bulur.
- A fool always finds a greater fool to admire him.
The poor fellow, admiring how he came there, was served in state all day long .