additional; other; different

listen to the pronunciation of additional; other; different
الإنجليزية - التركية

تعريف additional; other; different في الإنجليزية التركية القاموس.

another
{s} öbür
another
başka

Bana başka bir kamera göster. - Show me another camera.

Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur. - It is difficult to translate a poem into another language.

another
bir daha

Buna bir daha bakmanı istiyorum. - I'd like you to take another look at this.

Onu bir daha deneyeceğiz. - We're going to give it another try.

another
{s} farklı

Bu, farklı bir çift ayakkabı. - This is an another pair of shoes.

Bu farklı bir kelime mi yoksa aynı kelimenin başka bir hâli mi? - Is this a different word or just another form of the same word?

another
{s} bir (şey) daha: another match bir kibrit daha
another
{s} ayrı

Otobüsler art arda ayrıldı. - The buses left one after another.

O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak. - She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.

another
{s} başka, başka bir: another time başka sefer
another
başka bir tane

Bu gömleği sevmiyorum. Bana başka bir tane göster. - I don't like this shirt. Show me another.

Bu kitabı başka bir tanesiyle değiştirmek istiyorum. - I'd like to exchange this book for another one.

another
bir tane daha

Sana bir tane daha alayım. - Let me buy you another one.

Lütfen bana başka bir tane daha gösterin. - Please show me another one.

another
{s} bir, ikinci bir: This is going to be
another
başka biri

Başka biri için yer var mı? - Is there space for another person?

Sen kendi suçlarını hatırladığında, başka birininkini unutursun. - When you remember your own crimes, you forget another's.

another
başka (bir)
another
sair
another
bir (şey) daha
another
bir başka

Ünlü yazar bir başka en çok satan kitabı oluşturdu. - The famous author created another best-selling book.

Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu. - Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.

another
başkası

Bir ağaç ölürse yerinde bir başkası yetişir. - If a tree dies, plant another in its place.

Bunu sevmedim. Bana bir başkasını göster. - I don't like this. Show me another.

another
diğeri

Her ev diğerine yakındır. - Each house is near another.

Her ev diğerine bağırma mesafesindedir. - Each house is within shouting distance of another.

another
öbürü
another
başka birisi

Fadıl asla başka birisine zarar veremez. - Fadil can never hurt another person.

another
(sıfat) başka, öbür, ayrı, farklı, bambaşka
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} another
additional; other; different
المفضلات