act of fleeing of a refugee or a fugitive

listen to the pronunciation of act of fleeing of a refugee or a fugitive
الإنجليزية - التركية

تعريف act of fleeing of a refugee or a fugitive في الإنجليزية التركية القاموس.

flight
göç

Şehirlerden beyaz göçü önlemek kolay değildir. - It's not easy to prevent white flight from cities.

flight
hareket

Pazartesi öğleden sonra hareket eden bir uçuşa ihtiyacım var. - I need a flight that leaves on Monday afternoon.

Uçağım bir saat içinde hareket edecek. - My flight will depart in an hour.

flight
menzil
flight
uçakla seyahat
flight
(Askeri) (AMERİKAN SAVUNMA KURULU) UÇUŞ: 1. Müşterek bir görev almış belirli bir uçak grubu. 2. Harekat harici bir görevde tek bir uçağın yaptığı uçuş
flight
sürü

Uçuş ne kadar sürüyor? - How long is the flight?

Tokyo'dan Hawai'ye uçuş ne kadar sürüyor? - How long is the flight from Tokyo to Hawaii?

flight
yağmur (kurşun, ok vb)
flight
(Askeri) UÇUŞ (A. B. D. SAVUNMA BAKANLIĞI): 1. Deniz ve deniz piyade sınıfında genellikle müşterek bir görev almış belirli bir uçak grubu
flight
(Argo) fertik
flight
kat

Tom bir kat aşağıya yürüdü. - Tom walked down a flight of stairs.

Tom'u iki kat aşağıya taşıdım. - I carried Tom down two flights of stairs.

flight
{i} geri çekilme
flight
hicret
flight
bir kat merdiven
flight
yol alma
flight
put to flight kaçm
flight
{i} yağmur kurşun
flight
{i} ok vb
flight
{i} kaçış; firar
flight
{i} akış
flight
(isim) kaçma, uçuş, uçma, kuş sürüsü, böcek sürüsü, yağmur (kurşun, ok vb.), akış, kaçış, firar, geri çekilme
الإنجليزية - الإنجليزية
flight
act of fleeing of a refugee or a fugitive

    الواصلة

    act of flee·ing of a re·fu·gee or a fu·gi·tive

    التركية النطق

    äkt ıv fliîng ıv ı refyuci ır ı fyucıtîv

    النطق

    /ˈakt əv ˈflēəɴɢ əv ə ˈrefyo͞oʤē ər ə ˈfyo͞oʤətəv/ /ˈækt əv ˈfliːɪŋ əv ə ˈrɛfjuːʤiː ɜr ə ˈfjuːʤətɪv/
المفضلات