acknowledgement; condemnation; convincing; act of convicting

listen to the pronunciation of acknowledgement; condemnation; convincing; act of convicting
الإنجليزية - التركية

تعريف acknowledgement; condemnation; convincing; act of convicting في الإنجليزية التركية القاموس.

conviction
{i} mahkumiyet

Tom'un mahkumiyeti temyiz oldu ve kazandı. - Tom appealed his conviction and won.

Sanığın önceden hiçbir mahkumiyeti yok. - The defendant has no prior convictions.

conviction
kanı/mahkumiyet
conviction
{i} suçlu bulma
conviction
ikna
conviction
kam

Sami mahkumiyetini bozmak için bir kampanya başlattı. - Sami launched a campaign to overturn his conviction.

conviction
(Pisikoloji, Ruhbilim) kanım
conviction
kanı
conviction
sağlam ve içten inanç
conviction
sağlam ve samimi inanç
conviction
{i} inanç

Tom'un sesinde büyük bir inanç vardı. - There was great conviction in Tom's voice.

Hiç inançları yoktur. - They don't have any deep convictions.

conviction
{i} kanaat
conviction
{i} haklı olma
conviction
katiyet
conviction
{i} görüş

Bizim görüşümüz sahip olduğumuz bir fikirdir; inancımız bize sahip olan bir fikirdir. - Our opinion is an idea which we have; our conviction an idea which has us.

Senin görüşlerine göre yaşamak zor. - It is hard to live up to your convictions.

conviction
mahkumiyet,mahkümiyet
conviction
carry conviction doğruluğunu belli etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} conviction