Tom sığ yerlerde su sıçratmaya gitti.
- Tom went splashing through the shallows.
Tom Mary'nin yüzüne su sıçratmaya devam etti.
- Tom kept splashing water in Mary's face.
Sen hiç bir çocuk olarak lastik çizmelerini giymedin mi ve su birikintisinde su sıçratarak eğlenmedin mi?
- Didn't you ever put on rubber boots as a kid and have fun splashing water in puddles?