تعريف able to walk in spite of injury or sickness في الإنجليزية التركية القاموس.
- walking
- {s} yürüyen
Tabiri caizse, o yürüyen bir sözlüktür.
-He is, so to speak, a walking dictionary.
Bay Johnson, adeta, yürüyen bir sözlüktür.
-Mr Johnson is, as it were, a walking dictionary.
- walking
- {i} yürüyüş
John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.
-I watched John and Mary walking hand in hand.
Yürüyüş egzersizin sağlıklı bir şeklidir.
-Walking is a healthy form of exercise.
- walking
- {i} yürüme
Adam bütün yolu yürümek istemedi;bu yüzden otobüse bindi.
-The man didn't feel like walking all the way; so he took the bus.
O yalnız yürümeyi sever.
-She likes walking alone.
- walking
- {f} yürü
O yalnız yürümeyi sever.
-She likes walking alone.
Yürümek iyi egzersizdir.
-Walking is good exercise.
- walking
- canlı
- walking
- ayaklı
Ona ayaklı sözlük derler.
-He is called a walking dictionary.
O tabiri caizse ayaklı bir ansiklopedidir.
-He's what they call a walking encyclopedia.
- able to walk
- yürüyebiliyor
- walking
- walking legs yürüyebilme
- walking
- walking dictionary her kelimenin anlamını söylemeye hazır olan kimse
- walking
- {i} gezme, yürüme
- walking
- canlı sözlük
- walking
- walking beam makinada kuvvet nakleden ve muntazam rakkas hareketiyle işleyenwalking delegate sendika temsilcisi
- walking
- {i} yürüyüş (tarzı)
المصطلحات ذات الصلة
تعريف able to walk in spite of injury or sickness في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- walking
- Able to walk
- gressible
- Able to walk
- ambulant
- Able to walk
- Ambulatory