Tom quite often exaggerates.
- Tom oldukça sık abartır.
Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.
- Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.
The report exaggerated the capacity of the hall.
- Rapor, salonun kapasitesini abarttı.
The salesman made some exaggerated claims in order to sell his product.
- Satıcı onun ürününü satmak için bazı abartılı iddialar ortaya attı.
I can see Tom wasn't exaggerating.
- Tom'un abartmadığını anlayabiliyorum.
I thought Tom was exaggerating.
- Tom'un abarttığını sanıyordum.
Let's not overstate matters here.
- Burada konuları abartmayalım.
The company overstated its profits.
- Şirket kârını abarttı.