a working model is one that has parts that move

listen to the pronunciation of a working model is one that has parts that move
الإنجليزية - التركية

تعريف a working model is one that has parts that move في الإنجليزية التركية القاموس.

working
{i} çalışma

O gerçekten şirin ve bu yüzden onunla çalışmayı seviyorum - He's really cute, and so I like working with him.

Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar. - They had been working together for common interests.

working
çalış durumda olan
working
çalıştırma

Makineleri çalıştırmaya devam etmeliyiz. - We have to keep the machines working.

working
işleyiş

Paranın bir hükmü kalmadığında sistemin tüm işleyişi durur. - When money ceases to have value, the entire system stops working.

working
çalışma jüyesi
working

Eğer gerçekten bir işe ihtiyacın varsa, niçin Tom için çalışmayı düşünmüyorsun? - If you really need a job, why don't you consider working for Tom?

Dokuz-beş işinde çalışmaktan bıktım. - I'm tired of working a nine-to-five job.

working
{s} çalışan

Cuma akşamları, deniz aşırı ülkelerde eşleriyle birlikte çalışan bir grubumuz Chuck's Bar and Grill'de buluşurlar. - On Friday evenings, a group of us with spouses working overseas meet at Chuck's Bar and Grill.

Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu. - Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours.

working
{i} işletme

İşletme mastırımı bitirme üzerinde çalışıyorum. - I'm working on finishing my MBA.

working
(sıfat) çalışan, işleyen, temel, yeterli, çalışma, iş
working
{i} işleme
working
{i} işleme tarzı
working
(isim) çalışma, işleme, iş, işletme, üretme, halletme, çaba, mayalanma, kazı (maden)
working
köpüren
working
working conditions ç
working
{i} çaba
working
working class işçi sınıfı
working
{i} halletme

Şunu halletmek üzerine çalışıyoruz. - We're working on getting that done.

working
{s} yeterli

Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum. - I'm working like crazy to make sure I have enough time.

الإنجليزية - الإنجليزية
working
a working model is one that has parts that move

    الواصلة

    a work·ing mod·el I·s one that has parts that move

    التركية النطق

    ı wırkîng mädıl îz hwʌn dhıt hız pärts dhıt muv

    النطق

    /ə ˈwərkəɴɢ ˈmädəl əz ˈhwən ᴛʜət həz ˈpärts ᴛʜət ˈmo͞ov/ /ə ˈwɜrkɪŋ ˈmɑːdəl ɪz ˈhwʌn ðət həz ˈpɑːrts ðət ˈmuːv/
المفضلات