Bu film gerçekten ebedi bir başyapıt.
- This movie is indeed a timeless masterpiece.
Başyapıtlar yalnızca başarılı denemelerdir.
- Masterpieces are only successful attempts.
Bu senfoni gerçek bir şaheser.
- This symphony is a real masterpiece.
Bu gerçek bir şaheser.
- This is a true masterpiece.
Bu resme onu gördüğüm anda aşık oldum. O bir sanat eseri.
- I was in love with this picture the moment I saw it. It's a masterpiece.
Bu resmi bir sanat eseri olduğu için değil ama cazibesi olduğundan dolayı beğeniyorum.
- I like this picture, not because it is a masterpiece, but because it has charm.