Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.
- Tom devoted his life to the study of this phenomenon.
Böyle bir olgunun varlığı için hiçbir somut kanıt bulamadık.
- We could find no concrete evidence for the existence of such a phenomenon.
Parapsikoloji ESP dahil paranormal ve psişik fenomenler hakkında çalışmadır.
- Parapsychology is the study of paranormal and psychic phenomenons, including ESP.
O tamamen farklı bir fenomendir.
- That's a completely different phenomenon.
Asit yağmuru bir doğa olayı değildir.
- Acid rain is not a natural phenomenon.
İsveç'te bir yerine üç isme sahip olmak bir çocuk için daha yaygındır, fakat burada, evde, daha sıra dışı bir doğal olaydır.
- In Sweden it is more common for a child to have three first names than one, but here, at home, this is a more unusual phenomenon.
İsveç'te bir yerine üç isme sahip olmak bir çocuk için daha yaygındır, fakat burada, evde, daha sıra dışı bir doğal olaydır.
- In Sweden it is more common for a child to have three first names than one, but here, at home, this is a more unusual phenomenon.
But, all the same, you're a phenomenon, and as queer a phenomenon as you are a blackguard.