Başkalarına güzel bir şekilde davranmak benim için çok zordu.
- It was hard for me to act pleasantly to others.
Gemi ile okyanusu geçmek çok güzel.
- It is very pleasant to cross the ocean by ship.
Eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu.
- Meeting my old friend was very pleasant.
Sesi dinlemek için hoş.
- Her voice is pleasant to listen to.
Mike'ın Yumi ile konuşması keyifliydi.
- It was pleasant for Mike to talk to Yumi.
Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.
- It is pleasant to watch a loving old couple.