a wine collection, epsecially when stored in a cellar

listen to the pronunciation of a wine collection, epsecially when stored in a cellar
الإنجليزية - التركية

تعريف a wine collection, epsecially when stored in a cellar في الإنجليزية التركية القاموس.

cellar
kiler

Onun önsezisine rağmen Mary kilere girdi. - Despite her foreboding, Mary entered the cellar.

Daha fazla şarap istiyorsan kilere git ve biraz al. - If you want any more wine, go to the cellar and get some.

cellar
{i} mahzen

Tepenin üstünde bir mahzen kazıldı ve onlar evi yavaşça yoldan tepeye taşıdılar. - A cellar was dug on top of the hill and they slowly moved the house from the road to the hill.

Şarap mahzenine gidin ve birkaç şişe şarap alın. - Go to the wine cellar and get a couple of bottles of wine.

cellar
bodrum yer
cellar
mahzen/kiler
cellar
bodrum kat
cellar
{i} şarap stoğu
cellar
{i} bodrum

Bodruma in ve bize birkaç şişe şarap getir. - Go down into the cellar and get us a couple of bottles of wine.

TV setimizi aşağıya bodruma getirdi. - He brought our TV set down to the cellar.

cellar
salt cellar tuzluk
cellar
{i} şarap stoku
cellar
{i} şarap mahzeni

Tom kendini kazara şarap mahzenine kilitledi. - Tom accidentally locked himself in the wine cellar.

Şarap mahzenine gidin ve birkaç şişe şarap alın. - Go to the wine cellar and get a couple of bottles of wine.

cellar
(Bilgisayar,Teknik) aşağı itmeli bellek
cellar
yeraltı
الإنجليزية - الإنجليزية
cellar
a wine collection, epsecially when stored in a cellar
المفضلات