O, sol eliyle yazı yazar.
- She writes with her left hand.
Joan kazada sol kolunu kırdı.
- Joan broke her left arm in the accident.
Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.
- The fingerprints left on the weapon match the suspect's.
Kalan varsa, bana biraz ver.
- If there is any left, give me some.
Sola dönerseniz, benzin istasyonu bulursunuz.
- Turning to the left, you will find the gas station.
Sola dönerseniz, kiliseyi sağ tarafınızda bulursunuz.
- If you turn to the left, you will find the church on your right.
Amerikan araçlarda direksiyon sol taraftadır.
- The steering wheels on American cars are on the left side.
Amerikan arabalarının direksiyon simitleri sol taraftadır.
- Steering wheels of American cars are on the left side.
Sol elinde ne varsa bana göster.
- Show me what you have in your left hand.
Benim sol elimde biraz uyuşma var.
- I have some numbness in my left hand.
Soldaki figür resmin bütünlüğünü bozuyor.
- The figure on the left spoils the unity of the painting.
Soldaki kişi resmin dengesini bozuyor.
- The person on the left ruins the balance of the picture.
Senin odan soldan birinci.
- Your room is the first one on the left.
Soldan beşinci adamı öp.
- Kiss the fifth man from the left.
Tom, artıkları ile köpeği besledi.
- Tom fed his leftovers to his dog.
Sanırım fırında biraz artık pizzam var.
- I think I have some leftover pizza in the fridge.