İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.
- Switzerland is a very beautiful country and well worth visiting.
Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.
- Visitors to that town increase in number year by year.
Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
- I don't like visiting big cities.
Ben, Machu Picchu harabelerini ziyaret etmek isterim.
- I want to visit the ruins of Machu Picchu.
Tom, Kuzey Kutbu'nda Santa Claus'u ziyarete gitmek istediğini söyledi.
- Tom said that he wanted to go visit Santa Claus at the North Pole.
Kız arkadaşımı ziyarete gitmek için bazen otobüse binerim.
- Sometimes I take a bus to visit my girlfriend.
Şirketimize ziyarette bulunmak için zaman ayırdığınız için size teşekkürler.
- Thank you for taking the time out to pay a visit to our company.
Eğer Kyosuke ziyaret etmeye gelirse, ona içeride olmadığımı söyle. Artık onu görmek istemiyorum.
- If Kyosuke comes to visit, tell him I'm not in. I don't want to see him anymore.
Sadece yerli Amerikalıları görmek için Amazon ormanını ziyaret etmek istiyorum.
- I want to visit the Amazon forest just to see Native Americans.
Fransa Başkanı, Okinawa'yı ziyaret etti.
- The President of France visited Okinawa.
Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.
- The last time I went to China, I visited Shanghai.
Tom'un bir ziyaret için uğramak isteyip istemediğini göreceğiz.
- I'll see if Tom wants to come over for a visit.
Sami ziyaretçilerle sohbet etti.
- Sami chatted to the visitors.
Bir fincan kahve içerken onunla sohbet etti.
- He visited with her over a cup of coffee.
I'm just visiting for the day.
... don't visit it enough. ...
... When I go visit my kids' classrooms, it looks pretty ...